Tribüncü, tribüncülük kavramının endüstriyel futbol canavarı tarafından içinin boşaltılması sürecinin doruk noktasına ulaşmasıyla sınırlayıcı, sınıflandırıcı ve caydırıcı olması niteliğiyle ortaya çıkarılan e-bilet yasası ve bu yasaya bağlı olarak tek amacı müşterileşmiş-etkisizleştirilmiş seyirci profili üzerinden çeşitli çıkarımlar elde etmek olan passolig uygulaması tribündeki onurlu taraftarın önündeki son durak gibi görünmektedir ne yazık ki...
Karşımızda duran e-bilet problemine karşı nasıl savaşacağımız konusundaki tek gereklilik örgütlü direnmektir.Ancak günümüz koşullarında çoğu tribün grubunun da siyasete boyun eğdiğini görüyoruz. Bu gibi grupların neden böyle bir duruşsuzluk içinde olduğuna dair toplumsal-sosyolojik anlamda eleştirel uzun uzadıya tespitler yapılabilir. Bu durumda nasıl direnileceğinin nasıl örgütleneceğinin tarifini de irdelemek, tartışmak , ciddi şekilde masaya yatırmak gerekir elbette...
Ancak biz şimdi öncelikle neden e-bilet'e karşı çıkmalıyız, bu probleme dair önümüze neler çıkacak bunu tespit edelim;
E bilet'e karşıyız,
Çünkü bu uygulama fişlenip kontrol edilebilen bir toplum inşaasının ilk adımlarındandır.
Çünkü maça gitmek doğal bir haktır, bu hakkın önüne çeşitli kriterler konulup araya aracı özel bir banka koyulamaz, taraftar toplumun bir parçasıdır, toplum ve dolayısıyla taraftar sömürülemez.
Çünkü e-bilet+passolig sistemi ranttır. Sermayenin sömürüsüne boyun eğen halklar onursuzlaştırılma sürecine girer.Tribünlerse bu düzensizliğin karşısındaki en büyük güçlerdendir, tribün gücü eğer kontrol edilemezse sistem bundan rahatsız olur.Sistem kendi yarattığı rant ortamına çomak sokanları pasifize etmenin yollarını arar.
Çünkü söz konusu uygulama baştan aşağı haksızlıktır.Bir babanın çocuğuyla maça gitmesine engeldir. Gurbetçi bir vatandaşın sezonda tek maça gelebildiği bir ortamda tek maç üzerinden dahi gurbetçi insanımızı sömürmektir.
Çünkü şahsi bilgilerimiz bize aittir, kimseye şahsi bilgilerimizi vermek zorunda değiliz.Bu ileri derece onur kırıcı bir tasarruftur...
Bu gibi maddeleri elbette çoğaltabilir hatta sonsuzlaştırabiliriz.Bu uygulama tribünlerdeki sözüm ona şiddeti önleme bahanesiyle başlı başına oynanan tiyatronun başarısız bir sahnesi gibidir. Şiddetle beslenen devlet ve bugünün iktidarın tribündeki suni şiddetten dolayı böylesi bir uygulamayı hayata geçirmiş olmasına inanmak imkansızın dahi altında bir durumdur. Küçük bir çocuğu 269 gün komaya sokup öldürenlerin, topluma hergün yeni bir şiddet dayatmasında bulunanların herhangi bir platform ya da yaşam alanındaki şiddete karşı önlem alma gibi bir tasarrufu ihtimal dahilinde değildir. Bu uygulama rantlarına uydurdukları kılıftan öte değidir.
Taraftarlık ve insanlık onurun için bu ranta sen de dur de !
#EbileteHAYIR
DİP NOT: 25 EYLÜL'DE E-BİLET DURUŞMASI İÇİN ANKARA ADLİYESİ'NE HEP BERABER PASSOLİG'E HAYIR DEMEYE